[ No Description ]
Öğretmenliğe başladığım günlerde sınıf içerisine girdiğimde, içimdeki heyecan öylesine fazlaydı ki sanki ayaklarım yere basmıyordu. Sınıfta dersi işlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamadan teneffüs zili çalıyordu. Çünkü dersi işlemek için yeterli öğretmenlik tecrübesine sahip değildim. Yaptığım uygulamaların doğru olup olmadığını da bilemiyordum.
Dersi en iyi şekilde yapabilmek için çok çabalıyordum. İdeal olmak için uğraşıyordum. Eğitim fakültesinden muzun olmamış olmam benim için çok büyük bir eksikti. Bu eksiğimi kapatabilmek için, sürekli tecrübeli öğretmenlere sorarak, yöntemler öğrenmeye çalışıyordum. Bu emektar öğretmenlerimin sabırla benim sorularımı cevaplamaları oldukça yol gösterici oldu. Ama bana yetmediğini düşünüyordum.
Daha fazla kendimi geliştirmek için ne yapabilirim diye düşünmeye başladığım günlerde, vitrinde gözüme bir kitap takıldı. Bu kitap Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu’nun , “Çocuk Ruh Sağlığı” kitabıydı. Kitabı aldım okudum. Ne yapmam gerektiğine o kitaptan sonra karar verdim. Kendimi ilerletebilmemin en iyi yolu İnsan Psikolojisini ve tabii Karşımdaki kitle olan gençlerin psikolojisini bilmekti.
Önce okulumuzun rehber öğretmeninden bu konularda yazılmış olan kitaplar önermesini istedim. Önerdiği birkaç kitabı alıp okudum. Ondan sonra aradığım tılsımı bulmuştum. Gençlik çağına yönelik, ne kadar çok psikoloji kitabı okursam, o kadar fazla nasıl davranacağımı bilerek yaklaşımlarda bulunabilecektim.
Bu kitaplar benim öğrencilere nasıl yaklaşımlarda bulunmam gerektiği konusunda yol gösterici oldu. Ama sadece psikoloji kitapları okumakla aradaki açığı kapatmama yetmedi. Başka ne yapabilirdim? Bu konudaki çözüm yollarından birisi de eğitim içerikli kitapları okumamdı. Bulabildiğim kadar okumaya çalıştım. Bu kitaplardan öğrendiklerim de kendimde hissettiğim açıkların bir kısmını karşılıyordu.
Lakin, bunlar da yetmedi. Öğretmen çok yönlü olmalı. Başka neler yapabilirim? Sorusunu kendime sorunca; bulduğum cevaplar oldukça fazlaydı. Gündemi yakalamalıyım. Güncel konulara duyarsız olmamalıyım. Bilimsel gelişmeleri takip etmeliyim. Bunlar da yetmez. Haklarımı bilmeliyim. Yönetmelikleri azami ölçülerde takip etmeliyim. Düşünmeliyim. Düşündüğümü uygun dille söylemeliyim. Değişen eğitim sistemlerimizi öğrenmeliyim. Yöntemler geliştirmeliyim, Deneyler geliştirmeliyim… Kısaca sürekli kendimi geliştirmek ihtiyacı içinde oldum. 25 yıllık öğretmenlik yaşantımda öğrenip uyguladıklarımın yanı sıra, hala etkili öğretmenlik konusunda çok şey öğrenmem gerektiğini düşünüyorum.
Zamana bağlı olarak değişen teknoloji, eğitim sistemleri, dünyadaki uygulamalar, gençlerin hayata bakış açısındaki değişme, baş döndüren bilimsel gelişmeler… Bu değişmelerin sonu olmadığına göre, ben de öğrencilerimin karşısında, zamana ayak uydurabilmek için kendimi sürekli geliştirmeliyim. Bunun sonu hiç gelmeyecek. Sanırım içimdeki bu kendimi geliştirme çabalarım, öğretmenlikten zevk alarak yapmamı sağlayan etmenlerden biri olarak beni sürekli içine çekiyor. Bu nedenledir ki, tecrübelerimi öğretmenler ve diğer eğitim camiasıyla paylaşmak istediğim için bu kitabı yazmaya karar verdim.
Bu kitabı okurken:
* Eğitim-öğretim camiası içerisinde olan idareci, öğretmen, öğrenci ve velilerin karşılıklı beklentileri,
* Okullarda karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri,
* Okullarda çekilen kopya yöntemleri ve bu yöntemlere karşı alınabilecek önlemler,
* Özellikle fizik dersinin etkili işlenişi için uygulamalar,
* Ders işleme yöntemleri,
* Etkili ders işleme ortamları,
* Öğretmenlik uygulamalarımdan bazı örnekler,
* Sınıf ortamlarında karşılaştığım olaylardan örnekler,
* Geliştirip Uyguladığım Fizik Dersi deneyleri,
* Fizik Müfredatına ilişkin görüşlerimi bulacaksınız.
Öğretmenliğin zevkini yaşayacağınız, eğitim ortamları içinde bulunmanız dileklerimle, saygılarımı sunarım.
Şehriye Işık
Emekli Fizik Öğretmeni